25 Ocak 2016 Pazartesi

Semaver Kumpanya'dan Metot... oyun mu herşey?

Bir iş görüşmesinde başınıza neler gelebilir? Afilli bir plazanın bilmem kaçıncı katındaki parlak ışıklı odada tanımadığınız birkaç kişi ile hayatınızın kalan günlerini o plazada geçirebilmek için neler yapmanız gerekebilir? 

İş hayatı denilen şey hayat mı yoksa başlı başına bir oyun mu? Daha çok para kazanabilmek için, daha parlak isimli bir pozisyonda çalışabilmek için sınırlarınızı ne kadar zorlayabilirsiniz, ne kadar oyun oynayabilirsiniz ve ne zaman kendinizi artık tamamen tanımaz hale gelirsiniz?

Ya da gerçekten kendiniz olarak o plazada varolabilir misiniz? 

İş hayatı, başlı başına bir oyun mu yoksa ya da gerçekle bağı ne kadar?

Semaver Kumpanya'dan hepimize dair bir oyun Metot... tüm bu soruları soruyor ve cevabı izleyene bırakıyor.

Bence izleyin. Neden mi? Çünkü başarılı bir sahneleme, gerçekçi bir anlatım ve tam bir kara komedi günlük hayatlarımıza ilişkin.


17 Ocak 2016 Pazar

Rox Cappadocia... kale eteklerinde keyifli bir manzara mekanı...

Uçhisar Kalesi eteklerinde Erciyes Dağı manzaralı bir yer Rox Cappadocia. 

6 odalı, booking.com puanı 2015 yılında 9.6/10 olan, dünyanın 300 oteli arasında yer alan, butik konsept tabir edilen bir işletme. Genç bir karı koca tarafından ve artık bir de minik bir prensesle işletilen bir yer. Sahibi Arda Bey, misafirperver ve hoş sohbet bir işletmeci. 

Otel içinde eski objeler kullanılmış ve bu şekilde hoş bir ortam oluşturulmuş. Odalarda da eski objelerle farklı aksesuarlar yaratılmış, duvarlarda minyatür motifli tablolar, yatak başı olarak eski kapı kullanılmış ve bunlarla keyifli bir ortam sağlanmış. Pek çok otelin aksine gerçekten konforlu yataklar kullanılmış. Odada nespresso ve kettle olması sabah uyandığınızda kahve keyfi için güzel bir alternatif olmuş.

Konaklama fiyatı, bu civar dikkate alındığında makul seviyede.

Yani samimiyetli ve iyi niyetli bir işletme anlayışı ile yönetilen keyifli bir otel.

Otel için iş açıklığı ve gelmeyi düşünenler için keyifli zamanlar dileriz. 





















16 Ocak 2016 Cumartesi

Elai... lezzetli ve keyifli...

Elai... Uçhisar'ın keyifli mekanı...

şömine başında kırmızı şarap, masada dana carpaccio, menünün favorisi elmalı ıspanaklı salata, ev yapımı makarnalar...

kulağınızda hoş bir müzik, masanızda damağınızı tatlandıran hoş lezzetler... misafirperver bir işletmecilik anlayışı.

Uçhisar'ın güzel atmosferine hoş bir dokunuş Elai...

fiyatlar mı? bu ortam ve lezzetler için ödenebilir rakamlar...

bizden tavsiye. şömine başını deneyin...



Uçhisar... bir masal kasabası...

Sessiz, sakin, az insanlı, çok güvercinli, tenha bir küçük kasaba... 

Sessizlik burada sizi sarıyor. Sessizliğin sesi var bu kasabada. Güvercinlik Vadisi'ne bakıyorsunuz, sadece sessizlik var. 

Duruyorum sadece, birşey yapmadan, başımın üzerinde masmavi gökyüzü alabildiğine ve şekil şekil beyaz bulutlar, ettafımda güvercinler cins cins, karşımda karlar altında vadi... Duruyorum ben, sessizliğin içinde, sakin ve huzurla. Başımı kaldırıp göğe bakıyorum, mavi beyaz ve aydınlık. Sessizliği dinliyorum bir yandan. 

Sessiz bir kadabadayım ben. Uçhisar'dayım...


15 Ocak 2016 Cuma

okumak... zihni ve gönlü zenginleştiren...

okuyorum ben. okudum daima. çok şeyi okudum. tarih okudum, felsefe, ekonomi, roman okudum. bazen rus edebiyatı, bazen güncel hikayeler. 

kelime dağarcığım ve zihnim sadece magazin dünyası jargonuyla, evlilik programı diliyle, güncel sokak kelimeleriyle sınırlı ve sıkışık kalmasın diye okuyorum. 

sonsuz olsun istiyorum zihnimin çizgileri ve kelime dünyam. bunun için okuyorum. 

memnun oluyorum kelimeleri kullanmaktan, birbirine benzemeyen cümleler kurmaktan, yeni kelimeler öğrenmekten. 

zenginleştikçe her kelimede, çoğalıyorum. 

seviyorum okumayı. yeni yazıları, yeni kitapları. okudukça çoğalmayı.

tavsiye ederim...




11 Ocak 2016 Pazartesi

bir tiyatro akşamı... Mam'Art Tiyatro'dan Özel Kadınlar Listesi

Bir oyun izledim bu akşam. Mam'Art Tiyatro'dan Özel Kadınlar Listesi... Muhteşem kadınlar izledim sahnede. 

Afişteki erkek mi nasıldı oyunda? Günümüz prototipinde bencil ve kendi çıkarlarına yoğun bir erkekti. Kendini ifade etmeye çalışırken kıvranması, kendini temize çekmeye çalışırken naifliği, oyunu izlerken sahneler ilerledikçe başka yerlere çekiyor sizi. Vurucu bir gidiş var oyunda sizi etkileyen. Erkek karakter, başarılı bir anlatımla sahnelenmiş.

4 muhteşem kadın sahnede kendilerine hayran bırakıyor. Birbirinden çok farklı yaşayışta ve tercihlerde bu 4 farklı kadın, aslında kadın erkek ilişkisindeki temel yanılgı ve masumiyette buluşuyor. 

Oyun, zaman zaman sesli tepkiler vermenize sebep oluyor. Bazı sahnelerde o muhteşem kadınlardan birine hayran kalıp sahnedeki bir anına istemsizce sesli tepki verebiliyorsunuz. Hele oyunda bazı anlar varki erkek oyuncu, yani erkek kahraman demek pek içimden gelmedi, sesli tepkiniz ve çıkışmanıza maruz kalabiliyor. 

Oyun tek perde ve süresi 1 saati biraz geçiyor. Asla sıkmıyor ve temposu düşmüyor. Sahne düzeni etkileyici, müzikler başarılı. Oynadığı sahneler sürekli dolu ve biletler önceden tükeniyor.

Tavsiyem, yeni oyunu takip etmeniz ve bir bilet alıp bu yolculuğa tanıklık etmeniz.


mavi bir sessizlik... sakin Mudanya...

Mudanya, mavi bir sakinlik benim için. 

İstanbul'a yakın ve ulaşımı kolay bir yer. Hele de bu mevsimde, kalabalık sahili yürünmez hale getirmediği zamanlarda keyifli bir seyahat rotası. 

Sabah Kadıköy'ün az insanlı sakin halinde ister önce Beyaz Fırın'da kahvaltı keyfinden sonra ister sokak simitçisinden aldığınız taş fırın simidi ile kahvaltı ettikten sonra bineceğiniz İdo deniz otobüsü ile 2 saati bulmayan rahat bir yolculukla Güzelyalı iskelesine ulaşıyorsunuz. 

Tavsiyem Güzelyalı iskelesinde indiğinizde yolun karşısında biraz sola yürüyüp küçük dükkandan taş fırında pişen simit ve tahinliden almanız. Çok lezzetli pişiriyorlar.

İskeleden yola yürüdüğünüzde sokağın köşesinden geçen Mudanya minibüslerine binerek 15 dakika sonra Mudanya iskelesinde inebilirsiniz. 

Biz İdo ile gitmeyi tercih ediyoruz. Ancak Kabataş'tan kalkan ve Mudanya iskelesine yanaşan Budo deniz otobüsleri de alternatif olarak değerlendirilebilir. 

Deniz otobüsü öyle çok pahalı değil. Biletinizi birkaç önceden alırsanız, daha da uygun fiyatla seyahat edebiliyorsunuz.

Buradan Bursa'ya gidip Heykel'deki mavi boyalı dükkanda iskender yemek isterseniz, Budo feribot iskelesi önünden feribot saati ile hareket eden F3 otobüsü ile trafik durumuna göre yaklaşık yarım saat ile 40 dakika arasındaki bir yolculuk sonrasında iskenderle buluşabilirsiniz. Aynı şekilde 2 saatte bir geri dönen otobüs ile Mudanya'ya dönebilirsiniz.

Mudanya'da kaldığınızda ise neler yapılabilir biraz ona bakalım asıl. Ne de olsa bugünkü seyahat rotamız Mudanya. 

Sahilde iskeleye yakın olan Montania Otel konaklamak için iyi bir tercih. Eski tren garı olan bu bina, gar fotoğraflarıyla hoş bir ortam haline getirilmiş. 

Sahil boyunca iskeleden başlayıp yat limanına kadar yürüyüş yapabilirsiniz. Sahilde çalışma olduğu için yürüyüş bazı yerlerde keyifli olmasa da eski Mudanya evlerinin olduğu sokağa ulaştığınızda iyiki yürüdüm diyorsunuz. Üzücü olan bu güzel evlerin tümüyle korunmamış olması ve çirkin beton binaların da karşımıza çıkması. Hoş olan ise evlerin arasından karşımıza çıkan deniz gökyüzü ve sakinlik. Sokaklar sakin, evlerin arasından gözüken deniz sakin. Duyduğumuz ses sadece deniz ve arada tek tük geçen balıkçı teknelerinin motor sesi. Yolun sonunda yat limanına ulaşmadan önce sahilde kum bir alan karşıladı bizi. Sokakta seyyar balık satan balıkçıyı takip eden kediler, kumda birbiriyle oynayan köpekler, karnını doyurmak isteyen güvercinler hepsi birarada birbiri ile ahenk içinde günü yaşıyorlar. Bu manzara huzur hissettirdi bize. Fotoğraf çekmek için öyle çok ve güzel manzara çıktıki karşımıza. İyiki buradayız dedik. Sahildeki bankta oturup denizi izledik ve balığa giden tekneyi. Kitabınızı okumak için bundan keyifli ortam olamaz.

Buralara gelmişken biraz da balık yiyelim keyif yapalım derseniz kesinlikle tercih Erol Balık olmalı. Mudanya iskelesine çok yakın, yürüyerek 15-20 dakikalık mesafede, iskele önünden bineceğiniz minibüsle 5 dakika sürmeden ulaşıyorsunuz. Herzaman dolu olduğu için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Evlerine misafir gitmişsiniz gibi karşılıyorlar, işletme sahibi tek tek tüm müşterilerle sohbet ediyor, ayrılırken uğurluyor. Fiyatlar da öyle uçuk kaçık değil, gayet makul. Mezeler ve balık taze ve lezzetli. Mutlaka birkaç saatinizi buraya ayırmanızı tavsiye ederiz.

Biz ara sıra ziyaret ediyoruz buraları. Bazen Mudanya'da kalıyoruz bazen Trilye'de. Trilye'de kaldığımız seyahati de bir dahaki sefere yazarım.

Mudanya'da huzurlu ve sakin bir haftasonu yaşadık. Tavsiye ederiz.