Mudanya, mavi bir sakinlik benim için.
İstanbul'a yakın ve ulaşımı kolay bir yer. Hele de bu mevsimde, kalabalık sahili yürünmez hale getirmediği zamanlarda keyifli bir seyahat rotası.
Sabah Kadıköy'ün az insanlı sakin halinde ister önce Beyaz Fırın'da kahvaltı keyfinden sonra ister sokak simitçisinden aldığınız taş fırın simidi ile kahvaltı ettikten sonra bineceğiniz İdo deniz otobüsü ile 2 saati bulmayan rahat bir yolculukla Güzelyalı iskelesine ulaşıyorsunuz.
Tavsiyem Güzelyalı iskelesinde indiğinizde yolun karşısında biraz sola yürüyüp küçük dükkandan taş fırında pişen simit ve tahinliden almanız. Çok lezzetli pişiriyorlar.
İskeleden yola yürüdüğünüzde sokağın köşesinden geçen Mudanya minibüslerine binerek 15 dakika sonra Mudanya iskelesinde inebilirsiniz.
Biz İdo ile gitmeyi tercih ediyoruz. Ancak Kabataş'tan kalkan ve Mudanya iskelesine yanaşan Budo deniz otobüsleri de alternatif olarak değerlendirilebilir.
Deniz otobüsü öyle çok pahalı değil. Biletinizi birkaç önceden alırsanız, daha da uygun fiyatla seyahat edebiliyorsunuz.
Buradan Bursa'ya gidip Heykel'deki mavi boyalı dükkanda iskender yemek isterseniz, Budo feribot iskelesi önünden feribot saati ile hareket eden F3 otobüsü ile trafik durumuna göre yaklaşık yarım saat ile 40 dakika arasındaki bir yolculuk sonrasında iskenderle buluşabilirsiniz. Aynı şekilde 2 saatte bir geri dönen otobüs ile Mudanya'ya dönebilirsiniz.
Mudanya'da kaldığınızda ise neler yapılabilir biraz ona bakalım asıl. Ne de olsa bugünkü seyahat rotamız Mudanya.
Sahilde iskeleye yakın olan Montania Otel konaklamak için iyi bir tercih. Eski tren garı olan bu bina, gar fotoğraflarıyla hoş bir ortam haline getirilmiş.
Sahil boyunca iskeleden başlayıp yat limanına kadar yürüyüş yapabilirsiniz. Sahilde çalışma olduğu için yürüyüş bazı yerlerde keyifli olmasa da eski Mudanya evlerinin olduğu sokağa ulaştığınızda iyiki yürüdüm diyorsunuz. Üzücü olan bu güzel evlerin tümüyle korunmamış olması ve çirkin beton binaların da karşımıza çıkması. Hoş olan ise evlerin arasından karşımıza çıkan deniz gökyüzü ve sakinlik. Sokaklar sakin, evlerin arasından gözüken deniz sakin. Duyduğumuz ses sadece deniz ve arada tek tük geçen balıkçı teknelerinin motor sesi. Yolun sonunda yat limanına ulaşmadan önce sahilde kum bir alan karşıladı bizi. Sokakta seyyar balık satan balıkçıyı takip eden kediler, kumda birbiriyle oynayan köpekler, karnını doyurmak isteyen güvercinler hepsi birarada birbiri ile ahenk içinde günü yaşıyorlar. Bu manzara huzur hissettirdi bize. Fotoğraf çekmek için öyle çok ve güzel manzara çıktıki karşımıza. İyiki buradayız dedik. Sahildeki bankta oturup denizi izledik ve balığa giden tekneyi. Kitabınızı okumak için bundan keyifli ortam olamaz.
Buralara gelmişken biraz da balık yiyelim keyif yapalım derseniz kesinlikle tercih Erol Balık olmalı. Mudanya iskelesine çok yakın, yürüyerek 15-20 dakikalık mesafede, iskele önünden bineceğiniz minibüsle 5 dakika sürmeden ulaşıyorsunuz. Herzaman dolu olduğu için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Evlerine misafir gitmişsiniz gibi karşılıyorlar, işletme sahibi tek tek tüm müşterilerle sohbet ediyor, ayrılırken uğurluyor. Fiyatlar da öyle uçuk kaçık değil, gayet makul. Mezeler ve balık taze ve lezzetli. Mutlaka birkaç saatinizi buraya ayırmanızı tavsiye ederiz.
Biz ara sıra ziyaret ediyoruz buraları. Bazen Mudanya'da kalıyoruz bazen Trilye'de. Trilye'de kaldığımız seyahati de bir dahaki sefere yazarım.
Mudanya'da huzurlu ve sakin bir haftasonu yaşadık. Tavsiye ederiz.