27 Eylül 2016 Salı

İskele kenarında...

... "terliklerimle gelsem sana..." 


kıyısında otursak denizin sabah gündoğumunda. ayaklarımızı sallandırsak iskele kenarından denize. çocuklar gibi eğlensek denize uzanmaya çalışırken. güneş doğsa, gün başlasa seninle yeniden. sen ve ben yeni bir güne daha birlikte başlasak. iskele kenarında gülümsesek yine birbirimize. güneş ısıtsa yüzümüzü. sen ve ben deniz kıyısında olsak yine... 



Yani...

Çok... Sana dair herşey çok. Mesela çok özlüyorum seni. Ve çok seviyorum. Sen çok'sun bende, gülüşünle mesela. Bendeki sen çok. Hatıran çok. Geleceğin çok. Çok herşey.

Seni seviyorum çok. Çok seviyorum seni. 

Düşünüyorum çok. İstiyorum. Çok hem de. Nedir anlamı bilmiyorum. Sadece varsın ve çoksun. Bildiğim bu. Öyleki bu, çok güzel içinde sen olduğun için.


21 Eylül 2016 Çarşamba

Yaz bitti...

Denize bıraktım kendimi, kumlarda ayak izlerimi izledim. Gündoğumu ile yeniden umutlandım her sabah hayata dair. İskele kenarında daldım denizin maviliğine. Günler günler deniz kıyısında yaşadım.

Ve yaz bitti. Artık sonbahar. Sıcak esintiler, hafif uçuşan kıyafetler, şıpıdık şıpıdık rahat terliklerin zamanı geçti artık. Güneş ile pembe kırmızı olan yüzüm ve biraz daha kızaran burnum ve yanaklarım ile sonbaharı karşıladık İstanbul'un yağmurunda.

Şükrediyorum, her güzel an için, yaşayabilme ve hissedebilme şansım için.

Güzellikler çoğaldı hayatımda bu yaz yeniden. İyiki. Şükrediyorum. Teşekkür ediyorum. Yeniden yeni yaz zamanı görüşmek üzere.

Seviyorum her mevsimi, ayrı bir güzel...


17 Eylül 2016 Cumartesi

Yaz sonu...

Yaz bitti. Sonbaharın yaz ile karıştığı biraz yaz sonu biraz sonbahar olan bir zamandayız. Tatil bitti. Bir yıl sonra yeni bir yaz tatili. 

Bu akşam son akşam sevdiğim bu güzel köyde. Biraz sohbet biraz yürüyüş sonrasında tek başıma kalmak istedim biraz. Yazmak istedim. Oturdum bahçede hayal köşesinde. Akşam esintisi ile etrafımda uçuşan beyaz tüller beni güzel hayallerle buluşturuyor. Kulağımda bir yandan müzik, keyifle eşlik ettiğim. Asıl rüzgarın sesi kulağımdaki. Bir de sana olan heyecanlarım benimle. 

Yazıyorum kelimelerimi, kendimi ifade edebildiğim keyifli seçeneğimle. Gözümde sen canlanıyorsun yazarken. Sen gönlümde kendini hissettirirken kelimelerim daha da canlanıyor, renkleniyor. 

Yazın ve tatilin bittiği bu akşam en güzel an senin kelimelere yansıdığın zaman. Renklendirdiğin anlarım ile renklerim daha da canlandı. Biterken bu günler, başlayanlar için çok mutluyum.




Seni seviyorum...

Seviyorum seni. 

Deniz gibi, gökyüzü gibi, tenimi ısıtan güneş gibi, çok sevdiğim mavi gibi. Ve hepsinden daha çok hepsinden daha derin seviyorum seni. O andan beri. İlk andan beri. Denizin yüzüne vurduğu maviliği, güneşin tenini ısıtan kızıllığı, gülümsemenin beni sana yaklaştırdığı o ilk andan beri. Seni seviyorum. 

Kalbim ısınıyor her gülümsemende, huzuru hissediyorum her bakışında, yanında oluşum yeni bir mutluluk anı ve sessizce otururken yanyana olan şey sadece yalın bir güven hissi. Seviyorum seni, hissettirdiğin heyecanla pembeleşen yanaklarımda gamzelerim daha da belirginleşirken. 

Seni seviyorum. Beni sevdiğini hissederek daha da çok...


16 Eylül 2016 Cuma

Bizim hikayemiz...

... Bir gündoğumu hikayesi bizimkisi. Sahilde bir gülümsemeyle başlayan. Hayal olamayacak kadar elle tutulur bir hikaye. Sen ve ben olan içinde sadece.

Denizden yansıyan ışıltıyla daha da aydınlanan yüzün ve aslında denizi aydınlatan gülümsemen ile ısınan gönlüm. Her bakışında hissettiğim aşk daha da büyüyor. Her sözünde hayallerim daha da renkleniyor. 

Sen ve ben olan hayatlarımız biz oluyor her gülümsemende bir daha. 

Sen ve ben. Deniz ve güneş. Mavi ve beyaz. Işıltılar ve sihir. Biz oluyoruz her defasında yeniden. 

Bir deniz hikayesi bizimkisi. Mavi renginde. 


15 Eylül 2016 Perşembe

Sihirli güzel Gündoğan...


Bu üçüncü yazımız Gündoğan'da. İlk 3 yaz önce gelmiştik. Son 2 yıldır ise yılın çok gününü ve yazın neredeyse tamamını bu güzel yerde yaşıyoruz. Yerleşmedik henüz ama buralıyız. 

Burası bir uçtan baktığımızda diğer ucu görebildiğimiz sakin bir koyu olan küçük bir köy. Köyün eskileri de burada yaşamaya devam ediyor, gelen tatilciler de köyün havasına ayak uyduruyor. Sakin bir yer burası. Terlik, şort, tişört ile günleriniz keyifle yaşanabiliyor. Hayat burada sakin yaşanıyor ve hızla geçiyor günler. Kışın şömine başında oturduğumuz Şubat günleri dün gibi, yaz başı ilk gelişimiz de öyle. Yaz bitti, sonbahar başladı artık. Tatil de bitiyor. Büyükşehre dönüş zamanı yaklaşıyor. Biraz hüzün var ve buradan uzun süreli ayrılamamanın güvencesi bir yandan.

Güzellikler getirdi hayatıma ve hayatımdaki güzellikleri çoğalttı bu sakin köy. 

Sabah yürüyüşü, sabah denizi, sabah kahvesi, iskele sohbeti, akşamüstü çayı, akşam keyfi derken hoşluklar ile yaşanıyor günler burada. Çoğalıyorum her yeni gün ile birlikte bu güzel köyde. Sihri var ve güzelliği kendince.

Mutluyum ve şükrediyorum bu güzelliği görebildiğim ve hissedebildiğim için. 

Gündoğan... bir masal köyü.


8 Eylül 2016 Perşembe

"Platon'un Aşkı"

 

... "Platon'un Aşkı"... Bir gün Nezih Kitabevi'nde çok sevdiğim kitap, defter ve kalem alışverişi yaparken ortaya kurulmuş standda bir kitap dikkatimi çekti. Platon'un Aşkı idi kitabın adı, yazarı Rafet Elçi. Benim eksikliğim olabilir, daha önce yazar ve kitaptan haberdar olmamıştım. Kapaktaki "Platonik Aşk'a adını veren aşk..." yazısı tebessüm ettirdi. Kitabın arkasını çevirip kısaca paylaşılan bilgiyi okuyunca kitabı almak istedim. İyiki almışım.

Birkaç aydır elimde kitap. Birkaç şehir gezdik birlikte. Önce evimizde İstanbul'da başladı birlikteliğimiz, sonra huzuru hissettiğim Bodrum, sonra felsefenin en derin hissedildiği Kaz Dağları ve yine huzurlu ve sakin erken bir Bodrum sabahında kitabın "son" yazan yerine ulaştım. 

Felsefe yazıları daima ilgimi çekmiştir. Bu kitapta romanlaştırılarak anlatılması daha farklı bir tarz yaratmış. 

Zaman zaman okumakta zorluk çektiğimi itiraf etmeliyim. O dönemlerin yaşam şekline dair detaylı tasvirler, bazı noktalarda kitabı kapatıp biraz dinlenip sonra devam etmemi hissettirdi. Sayfalarda ilerledikçe o dönemlere gittim, o aşkın tutkusunu hissettim, imkansızlığına isyan etmek istedim. Kitabı bitirdim. Derin bir aşk, kırılmaz bir adalet anlayışı, saf ve yalın bir dürüstlük kaldı zihnimde kitaptan bana. 

Denir ya, kaleminize sağlık Rafet Elçi. Teşekkürler Litera Yayıncılık. 

Sizin de keyifle okumanızı dilerim.

Sevgiyle, aşkla, felsefe ile olsun günleriniz...