15 Mayıs 2016 Pazar

yeryüzündeki cennetten bildiriyorum...

Kaz Dağları oksijeni ile nefes alırken, dalına şarkı söyleyen serçe konmuş bir zeytin ağacı altında, arılar uçarken çiçeklerin üzerinden, güneşin yüzümü ısıtmaya başladığı bir sabahta ayaklarım taze çimenler üzerinde yeniden günaydın diyorum yeni umutlarla doğan güzel güne. 

şükrediyorum. yaşama şansına eriştiklerim için.

huzur...







yeşil bir hikaye...

bir sabah daha uyanırsın... yeşile, güneşe, doğaya. çok sevdiğinin yanıbaşında. görebiliyor, duyabiliyor ve dokunabiliyorsundur. şükredersin. yaşama şansın olanlar için. yaşam bir armağan diye fısıldarsın kendi kendine. yaşamak çok güzel diye. 


4 Mayıs 2016 Çarşamba

bu sabah yağmur var İstanbul'da...

Sabah erken uyandım. Hem de enerjik hissederek, yatağa yapışıp kalmadan. Annemi öptüm ilk olarak, uğur getiriyor şans veriyor onun sevgisi bana. Huzurlu hissediyorum, güvende ve mutlu. 

Bir de sabah kaçamağı yaptım ve köşedeki börekçiye gidip sıcacık ufak börekler aldım. Dışarıda yeni başlayan incecik yağan hafif bir yağmur vardı. Sakin bir hava. 

Börekler ile birlikte Anne çayı yanında. Mis. Vakit de erken olunca dün akşam yeni gelen kahve makinamızın keyfini sürmeye de zaman kaldı. 

Evde mis gibi kahve kokusu ile kapıdan çıktım. 

Yağmur artmıştı. Hava sakindi yine. Bende sabah dinginliği. 

Huzurlu bir gün olsun. 


3 Mayıs 2016 Salı

3 Mayıs ...

Mayıs... ayların en güzellerinden, bahar mevsiminin nazlı ve tatlı şımarık güzeli, yazın habercisi, biraz ılık biraz serin. güzel bir ay.

3 Mayıs... Mayıs'ın tüm güzelliği içinde bugün bizim için hüzün. kayıp günü. kardeşimin bizimle kalmadığı, bizden ayrılmak için erkenci olduğu, bizi bırakıp cennete gittiği gün. bir bebek iken henüz... keşkesi, acabası, nedeni olmayan bir kayıp. bir bebek iken çok küçükken daha yeni merhaba demişken veda ettiği bir gün bugün.

Hayal meyal hatırlıyorum o günü. Annene götüreceğiz seni demişlerdi. Hastane bahçesinde annem, mavi kapitone sabahlığınım düğmeleri ilikli bana doğru geliyordu kollarını açmış hızlı adımlarla. Ben o zaman kıvırcık saçları lüle lüle minik bir kız çocuğuydum. Eğildi annem benim boyum kadar, çömeldi ve bana sarıldı canımmkızım diye yine yüzünde gülümsemesi ile. Ben o zaman tabii bilmiyorum, anlamıyorum yaşananları. Meğer canım annem ne büyük acı yaşarken bana sığınmış o kucaklaşmada, bana yine geniş gönlüyle sevgisini açmış, üzüntüsünü değil beni önceliklendirmiş. Annelik ne büyük fedakarlık. 

Mayıs. çok güzel bir ay. 3 Mayıs ise... salt hüzün. Annemle birbirimize daha çok sığındığımız.