aşk. insanın gönlüne düşen en heyecanlı duygu, insana yaşatılan en güzel duygu belki de. ama boşver aşk'ı. sen yaşa sadece benimle. dışarda çok güzel bir sonbahar, çok güzel bir şehir. sırılsıklam bir yağmur. gel hadi ıslanalım yağmurda koşarken çocukluğumuzdaki gibi, biriken sulara girip çıkalım sırılsıklam olalım. ısınalım bir soba kenarında bir kır kahvesinde. sahile inelim bir gün doğumunda, günü doğuralım birlikte. gün batımında bir sandalla açılalım Boğaz'ın bir kenarından, izleyelim kızıl sarı mavi gün batımını. elimizde fotoğraf makinelerimiz, gördüklerimizi anılarımızda tutalım. bir o yaka bir bu yaka dolaşalım, sahil boyu gezelim, sokaklar arası geçelim. keşfedelim. şehri ve kendimizi ve birbirimizi. bir büyük açalım, içemeyelim dibine kadar, gülelim halimize ve şişenin dibinde kalanlara. sendelerken ilk adımda, çarptı mı rakı diye gülelim halimize, yok yok diyelim, birden kalktık ondan, yoksa rakıdan değil. kediler dolansın ayaklarımızın arasından. kuyruğu havada garfield görünümlü olan güldürsün birden bizi. telefonda senin adın olsun ilk çalışında. mesaj sesi, senden gelen birşey olsun, komik belki de gördüğüne dair eğlenceli ya da tek bir kelime ve beni özlediğini anlatan sanki sayfalarca. kalabalık olalım, bir konser akşamında, bir film gecesinde, bir sohbet keyfinde, çoğalalım sen, ben, dostlar. aşk. aşkın adına gerek yok, boşver. yaşayalım biz sadece, hayatı, kendimizi, bizi. aşk mı ne olacak, hayat zaten aşk. sen ol, ben olayım, hayat olsun, yaşayalım.