27 Ocak 2015 Salı

şöyle...

seni çok seviyorum. öyle çok. şöyle gibi; sabah güneşinde ısınır gibi, meltem esintisinde serinler gibi, masmavi denizde balıklarla yüzer gibi, rengarenk bir uçurtmayı uçurur gibi, sıcak bir akşamüstü buz gibi bira içip denizi seyreder gibi, bir yaz akşamında dost meclisinde buzlu rakının sofraya eşlik etmesi gibi, mis kokulu bir çiçeği koklar gibi, bahçeyi hanımeli kokusu sarması gibi, leylakların dalları mora boyaması gibi, güneşin ışıl ışıl parlaması gibi, bir gece vakti Boğaz'ın sularına açılmak ve kıyılarını tek tek gezmek gibi, bir kış günü bir kır kahvesinde çıtır çıtır yanan odunlar ile ısıtan sobanın başında olmak gibi, ayçiçek tarlasında çocuklar gibi koşturmak ve yemyeşil çayırlarda uzanıp masmavi gökyüzünü izlemek gibi, birlikte maça gidip galibiyete mağlubiyete bakmadan alabildiğine tezahüratla takımını desteklemek gibi, birlikte bir yaz akşamında yıldızları izlemek ve bir kış akşamında yıldızları hayal etmek gibi. Seni seviyorum. çok. Ben gibi. Sen gibi..