geçmişten bir ses, fısıltı gibi sanki. zamansız ve sebepsiz. amaçsız ve de aslında. faydasız, ne sana ne bana. uzağı yakın edemeyecek kadar geç, seni ve beni biz yapamayacak kadar geç, dost kalamayacak kadar geç, kadehleri tokuşturup dünyayı kurtaran sohbetleri, hayalleri, sözleri paylaşamayacak kadar geç ve eğreti. yersiz ve sahipsiz. kısa sözler ve uzun cümleler ama hepsi havada asılı. ardında başka sözler ama söylenmeyen. yaranın üzerindeki kurumuş kabuğu kaldırır gibi ama gerçekten kabuk kurumuş artık kanamaz da acımaz da. bir iz sadece geçmişten ve şimdi ise o sözler o geçmişten çok uzak.